KORE'NİN KÜLTÜREL SEMBOLLERİ

KORE KÜLTÜRÜ


TAEGEUKKİ: KORE BAYRAĞI

Taegeuk, "gökyüzünün ve dünyanın yaratılmasından önce var olan kaos durumu" anlamına geliyormuş. Bayrağın beyaz zemini parlaklığı, saflığı ve barışçıl etnik yapıyı sembolize ediyormuş. Dört trigramın (su, gökyüzü, ateş ve toprak) Taegeuk'ın etrafını sarması da birliği temsil etmekteymiş. Daire içindeki kırmızı alan "yang", mavi alan da "ying"i ifade ediyor. Yin ve yang , güneş ve ayı ya da dünya ve cenneti sembolize ediyormuş. Taegeuk dolayısıyla, yin ve yang'ın birbirleriyle karşılaştığı tam bir daire ya da sınırsız(sonsuz) evren demekmiş. Bu amaçla taegeuk tasarımı ilk olarak 7.yy kalıntılarından bulunmuş. Kapı, bıçak, heykel, kiremit ve bir çok yerde taegeuk tasarımları bulabilirsiniz. Son derece sembolik bu tasarım, modern çağda Taegeukgi (Kore ulusal bayrağı) olarak yeniden doğmuş. 1876'da Joseon Hanedanlığı kralı Gojong, bizzat kendisi ihtişamlı bir şekilde Kore ulusal bayrağını tasarlamış. Bu bayrak resmi olarak ilk defa 1882'de Kore'yi temsil etmek için kullanılmış. Kraliyet elçisi Japonya'yı ziyaret ettiği zaman, delegenin kaldığı binanın çatısına asılmış. Taegeukg,i ulusal bayramlarda ve özel günlerde selamlanması gereken bir cisim olarak görüldü. Evrenle beraber sonu olmayan yaratıcılık ve refah isteyen Korelilerin idealini ifade etmektedir.


                                                    MUGUNGHWA (AĞAÇ HATMİ)

Mütevazı mugunghwa Kore'nin milli çiçeğidir. Ne abartılı bir görünüşe, ne de kuvvetli bir aromaya sahipken, bu sade görünümlü çiçek, sınırsız canlılık duygusuyla örülmüş olup, bu canlılık Kore ulusal karakteriyle sorunsuzca örtüşüyor. Bağlılık, nazik olma, ve dayanıklılık gibi kavramları bünyesinde barındırır.
M.S. 880 yılında Çin, Kore'nin eski hanedanlığına "mugunghwa ülkesi" demiştir. Mugunghwa Kore dilinde "asla solmayan çiçek" anlamına gelmektedir. Ülkenin milli marşında da "Ağaç hatmi ile dolu olan üç bin tane görkemli dağ ve ırmak" sözleri yer almaktadır. Yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi  Devlet amblemi ve Millet Meclisi ambleminde mugunghwa deseni bulunmaktadır.
Mugunghwa ilk defa, Kore'nin Japonya kolonisi olduğu dönemde (1910-1945) milli çiçek olarak görülmeye başlanmış. Kore halkı, sömürge Japonya'nın ırkçı asimilasyon politikasına, Kore'nin bağımsızlığının ve hayallerinin bir işareti olarak mugunghwa'yı ülke çapında ekerek karşı koymuş. Bu nedenle mugunghwa, Kore ulusunun dizginlenemez ve kırılmaz ruhunun simgesi haline gelmiş.


 HANGIL : KORE ALFABESİ


Koreliler, Altay dil ailesine ait olan Korece dilini ve Joseon Hanedanlığı dönemindeki Kral Sejong (1397-1450) tarafından yaratılmış olan benzersiz bir alfabe olan Hangıl'ı kullanmaktadırlar. Hangıl, dünyadaki alfabeler içinde yaratılış yılı bilinen tek alfabe imiş. Öğrenmesi ve kullanılması kolay olan üstün bir alfabe olanak bilinmekteymiş. Hangıl, 14 sessiz harf (ㄱ ㄴ ㄷ ㄹ ㅁ ㅂ ㅅ ㅇ ㅈ ㅊ ㅋ ㅌ ㅍ ㅎ) ve 10 sesli harften  ( ㅏ ㅑ ㅓ ㅕ ㅗ ㅛ ㅜ ㅠ ㅡ ㅣ) oluşuyor. 
Hangıl 24 harfin kombinasyonundan oluşur ve çok fazla sesi ifade edebilen özelliğiyle bilimsel açıdan ileri düzey bir alfabe olarak değerlendiriliyormuş. UNESCO her yıl dünyada cehalete karşı önemli katkılarda bulunan insalara "Kral Sejong Okuryazarlık Ödülü" veriyormuş. Bunun nedeni, herkesin kolayca öğrenip rahat bir şekilde kullanabildiği Hangıl'ı yaratan Kral Sejong'un çabasının takdir edilmesiymiş.Vay arkadaş bu kadar önemli ve değerliymiş de bizim haberimiz yokmuş. Neyse öğrenmiş olduk artık biliyoruz en azından.😆


HANBOK: GELENEKSEL KORE KIYAFETİ


En sert kışlar ve en sıcak yazlarda etkili koruma sağlaması için Koreliler, kenevir, mosi (rami), pamuk ve ipek gibi çeşitli giyim malzemeleri geliştirip benzersiz kıyafetler yapmışlar. Kışın ipek ve pamuklu kumaş arasına yumuşak pamuk doldurup dikerek yaptıkları kıyafetler, yazın ise kenevir ve rami ile yaptıkları kıyafetler en temsili örneklerdir. Bu kıyafetler hanbok olarak adlandırılmış ve hanbok giyme geleneği binlerce yıldır süregelmiş. Genel olarak Kore halkı, renkleri gösterişli ve şekilleri farklı olan kıyafetlerden ziyade basit ve beyaz kıyafetleri tercih etmeye çalışmışlar. Beyaz rengi çok kullandıkları için  "beyaz örtülü insanlar" veya barışı seven halk olarak adlandırılmışlar. Fakat Kore'de döneme ve giyenin sosyal statüsüne göre karışık desenli renkli kıyafetler de giyilmiş. Bugün Kore insanlarının büyük çoğunluğu modern batı tarzını geleneksel kıyafetlere tercih etseler de halkın bir bölümü geleneksel tatiller veya düğün gibi özel aile günlerinde geleneksel kıyafetler giymeye devam ediyorlar. Moda duygusu gelişmiş olan Korelilerin yaratıcı içgüdüleri döneme uygun olarak değişmiş.
İşte bu da benim "Saraydaki Mücevher" koleksiyonumdan bir parça 😀😁😁 Kore'de hanbok giyip etrafta gezen insanlarla karşılaşmanız çok olası. Hanbok kiralayıp saraylara giriş yapabiliyorsunuz. Normalde ücretli fakat hanbokla gelirseniz sizden giriş ücreti almıyorlar.


HANOK: GELENEKSEL KORE EVİ



Kore halkı, etraflarındaki doğal ortama uygun şekilde adapte edilmiş hanok adlı eşsiz bir mimari teknik geliştirmiş. Hanok'un ayırt edici özelliklerinden biri, kış soğuğunu önlemek için geliştirilmiş olan "ondol" isimli ısıtma sistemidir. Kelime anlamı olarak "ılık taşlar" anlamına gelen ondol, hanokun geliştirilmesinden önce bile kullanılmış bir ısıtma yöntemiymiş. Odanın zeminine "gudeul" denilen kanalların döşenmesi ve mutfaktaki sobadan çıkan ısı ve dumanın bu kanallar yardımıyla bacaya iletilecek şekilde bilimsel olarak tasarlanmasıyla oluşturulan bir ısıtma sistemi. Hanok'un bir diğer önemi unsuru da sıcak ve nemli yazları rahat bir şekilde geçirebilmek için geliştirilmiş olan "maru" isimli mimarı mimarı tarzıdır. Maru, ahşap zeminin yerle arasında boşluk olacak şekilde yerleştirildiği ve bu şekilde sıcak ve soğuk hava döngüsünün eşit bir şekilde sağlandığı  doğal bir klima sistemidir. Hanok, böyle yaratıcı ve ve bilimsel bir şekilde ortaya çıkarılmış olan ondol ve maruyu birleştiren bilimsel bir evdir. Hanok'un çatısı genelde topraktan yapılmış ve çeşitli renklerde olabilen seramik kiremitler veya pirinç samanlarıyla örtülüdür. Ahşaptan yapılan geleneksel Kore evlerinin bakımı iyi yapılırsa uzun süre kullanılabilir. Korelilerin ev yapmak için tercih ettikleri yerler ırmak kenarları veya önünden nehir geçen yerler olmuş, böylece suya kolay erişim sağlamışlar. Günümüzde Korelilerin çoğu apartmanda yaşıyor. Isıtma sisteminin sıcak su borularıyla sağlanmasının yanı sıra ondol sistemi hala kullanılıyor. 

 
 HANŞİK: KORE YEMEKLERİ



Kore halkı, vücudu iyileştiren kaynakların yenilen kaynaklarla temelinin aynı olduğu anlamına gelen 'Uisigdongwon' fikrine inanıyorlar. bu fikir, sağlığın yemeklerle başladığı düşüncesiyle, önce yemeklerle bütün hastalıkları tedavi etmeye çalıştıktan sonra etki görülmezse ilaçla tedavinin denenmesi anlamına gelmektedir. 
Fermantasyon kültürü: Kore mutfağının en önemli özelliği yiyecekleri depolayıp uzun süre yiyebilmek için kullanılan fermantasyon yöntemidir. En bilinen fermente edilmiş yiyecekler arsaında doenjang (soya fasulyesi), ganjang (soya sosu), gochujang (acı biber ezmesi) ve jeotgal (deniz ürünleri salamurası) yer almaktadır. Jeotgal fermentasyon süresi birkaç aydan birkaç yıla kadar değişmektedir.

Doenjang (soya fasulyesi ezmesi) ve ganjang (soya sosu): doenjang ve ganjang, meju adı verilen temel bir malzemeden üretilmektedir. Meju, soya fasulyelerinin bir süre suda bekletildikten sonra buharda pişirilerek soyulup tuğla boyutunda sağlam bir şekilde birleştirilmesiyle oluştutulmaktadır. Meju iyice fermente olduktan sonra tuzlu su ile birlikte küplere konularak muhafaza edilmektedir. onların üzerine ise zararlı maddeleri önlemek ve kokunun giderilmesini sağlamak için kırmızı biber ve sıcak kömür konularak 2-3 ay boyunca bekletilmektedir. Elde edilen sos daha sonra katı (doenjang) ve sıvı (ganjang) olmak üzere ikiye ayrılır. Bu süreçte soya, zengin bir aroma ve kokuya sahip olabilmesi için ayrıca 3 ay daha bekletilmektedir. Aynen şarap gibi soya sosu da ne kadar uzun süre bekletilirse tadı o kadar iyi olmaktadır. Doenjang ise fazladan 5 ay fermente edildikten sonra sofralara sunulmaktadır.

 DOENJANG


   GANJANG


Gochujang (acı biber ezmesi): Gochujang, nişastaya (yapışkan pirinç unu, pirinç unu, arpa unu ve buğday unu) malt koyularak hazırlanan karışımla meju, tuz ve acı biber tozunun karıştırılması ve bir küpte fermente edilmesiyle üretilmektedir. Gochujang, acı tat seven Koreliler için olmazsa olmaz bir yiyecektir. Fermente süresininuzunluğuna göre tadı güzelleşmektedir. Acı biber ve gochujang günümüzde, genelde Kore halkının canlı ve enerjik mizacının sembolü olarak görülmektedir. Acı tat seven bir Türklerin damak tadına uyan bir lezzet aynı zamanda. Fakat bizim alışık olduğumuzdan daha farklı bir acı biber ezmesi  olduğunu söyleyebilirim.  Bu farklılık fermente edilerek elde edilmesinden kaynaklı olabilir. çünkü bakıldığında biz acı biber ezmesini yani salçasını fermente ederek değil kaynatarak elde ediyoruz. 

    GOCHUJANG

Jeotgal (deniz ürünleri salamurası): Kimchi yaparken ve yiyeceklere tat verirken kullanılan jeotgal sezonunda tutulan ançüez, karides, istiridye ve midye gibi çeşitli deniz ürünlerinin tuzla veya baharatlarla karıştırılıp serin bir yerde fermente edilmesiyle yapılmaktadır. Fermentasyon süresi arttıkça lezzeti de artmaktadır. Özellikle, balıkla baharatların ve Kore pilavının beraber fermente edilmesiyle oluşan sikhae isimli deniz ürünü salamurası oldukça rağbet görüyormuş.

    JEOTGAL



Kimçi: Evrensel bir yiyeceğe dönüşen kimçi, besin değeri oldukça yüksek olan sağlıklı bir yiyecektir  ve çok fazla sayıda çeşidi bulunmaktadır. Bunların arasında en ünlü olan lahana kimçisi, tuzlu suda bekletilip temiz bir şekilde yıkanan lahana yapraklarının arasına turp, taze soğan, sarımsak, zencefil, acı biber ve deniz ürünleri salamurasının karıştırıldığı bir sosun konulmasıyla yapılır.
Kimçi ilk yapıldığında taze bir şekilde ya da bir kaç gün fermente edildikten sonra yenilir. 1 ya da 2 yıl boyunca iyice fermente olmuş mugeunji (olgun kimçi) yemeyi tercih eden insanlar da vardır.
2001 yılında, Birleşmiş Milletler Codex Alimentarius Komisyonu, Kore kimçisini uluslararası kabul edilebilir standartlar içinde listelemiş ve 2012 yılında önceden "Çin lahanası" şeklinde olan kullanım "kimçi lahanası" olarak resmen kabul edilmiş.
2003 yılında ağır akut solunum yolu hastalığı olan SARS dünyaya yayıldığı zamanlarda, Kore halkının kimçi yediği için güvende olduğuna dair raporların ardından kimçi dünyanın dikkatini çekmiş. 206 yılında ABD sağlık dergisi Health Magazine kimçiyi dünyanın en sağlıklı 5 yiyeceğinden biri olarak seçmiş.
Bakıldığında kimçi bildiğimiz lahana turşusu. Bizim mutfağımızda da lahana turşusu bulunmakta. fakat neden kimçiyle aynı etki ve tepkilere sahip değil bir düşünmek lazım. Fermente etme yönteminde mi yoksa kullanılan malzemelerden kaynaklı mı bu sağlık değerleri değişmekte?

 KİMÇİ

Bibimbap: Kore pilavına mevsimlik sebzeler, yumurta ve dana eti koyulup karıştırılarak yenen bir yemektir. Genelde, restoranlarda bir sıcak taş tencerede servis edilmektedir. Geleneksel bir lezzettir ve UNESCO tarafından "Gastronomi Şehri" olarak kabul edilen Jeonju bu yemekle ünlüdür. Jeonju'da Bibimbap Festivali de dahil olmak üzere her son bahar yiyeceklerle ilgili çeşitli festivaller gerçekleştirilmektedir. 
Bibimbapın gününmüzde geriatrik hastalıklara iyi geldiği söylenmektedir ve dünya genelinde ilgi gören bir yemek olarak sayılmaktadır. Kimçi ve bulgogi ile birlikte Kore mutfağını en çok temsil eden üç yemek arasında yerini almış. bu yemek uçaklarda servis edilen popüler yemeklerden biridir. 

 BİBİMBAP

 Bulgogi: Dana etinin soya sosu, şeker ve armut suyu ile karıştırılarak yapılan bir sota marine edilmesi ve çeşitli sebzelerle beraber ızgarada pişirilmesiyle yapılan bir yemektir. Kullanılan et türüne göre dana etli bulgogi ve domuz etli bulgogi olarak ayrılır. Bulgogi, insanların sebze yemeği yemeye daha alışkın olduğu Kore'de ortaya çıkan nadir et yemeklerinden biridir. Ülke dışında da bu yemeğin çok hayranı vardır. Günümüzde hamburger veya pizzaya da konulup çeşitli şekillerde kullanılıyormuş. 

Kore'ye 2. gidişim sırasında Kore Mutfağı Merkezi'nde workshop'a katılmıştık. Bir şef bize nasıl dana bulgogi pişirildiğini gösterdi ve biz de kendi yemeklerimizi yaptık. Malzemeler hazır olduğunda yapılması çok kolay bir yemek ve çok hızlı pişiyor. Yalnız bu yemek için etin çok ince kıyılmış ve dövülmüş olması gerekiyor. Yukarıda da belirttiğim gibi yemeğin içine izim alışık olmadığımız şekilde armut suyu koyuluyor. O yüzden yemeğin biraz tatlımsı yumuşak bir tadı oluyor. Et ve tatlı nasıl olur demeyin. Çünkü olmuş çok da güzel olmuş😄 O yüzden denemenizi tavsiye ederim. Vazgeçemeyeceğiniz bir lezzet olacak😉 

Tteok (pirinç keki): yapışkan pirinç veya pirinç ununun hamur haline getirilerek kırmızı fasulye ya da soya fasulyesi ile beraber buharda pişirilmesiyle yapılan bir yiyecek. Doğum günleri, partiler, anma etkinlikleri gibi özel günlerde ya da geleneksel tatillerde tteok olmazsa olmaz bir yiyecek onlar için. Genelde beyaz pirinç ununa misk otu, kırmızı fasulye,  hünnap, soya fasulyesi ve kestane gibi çeşitli malzemeler  koyularak yapılmaktadır. Bir bebeğin ilk doğum gününde uzun ömrü sembolize eden baekseolgi (buharda pişmiş beyaz pirinç keki)yenilmektedir. Geleneksel bir bayram olan Sollal'de silindir şeklindeki tteokun kesilerek çorba halinde pişirildiği tteokguk, Chuseok'ta ise hamuru ince şekilde açtıktan sonra içine bal, kestane, soya fasulyesi veya susam karışımı koyup yarım ay şeklinde kapatılarak yapılan songplyeon yenilmektedir. 

 TTEOK

Herkes daha çok tteokbokkiyi bilir. Acılı biber ezmesiyle pişirilmiş pirinç keki. Yani sol altta gördüğünüz fotoğraf. En yaygın ve popüler olan tteokbokki yemeği. Sanırım bu fotoğrafta yemeğin içinde balık keki de var 😆

 
Üstte sağda gördüğünüz fotoğraf 2017'de öğrenci değişim programıyla gittiğimde çektiğim fotoğraflardan biri. Fotoğrafta yediğimiz de tteokbokkinin yağda kızartılıp üstüne sos sürülmüş farklı bir şekli. Ben iki tteokbokkiyi de seviyorum fakat yağda kızartılan daha çıtır ve daha az acılı geldi bana. Siz hangisini tercih ederdiniz?😄

Guksu (Kore makarnası) ve Naengmyeon (soğuk erişte): Guksu, Kore'de farklı çeşitleri olan bir makarna çeşidi. Çorba suyuna Kore makarnası koyularak yapılan janchi guksu özellikle düğün yemeklerinde misafirlere ikram ediliyor. Bu yüzden "Ne zaman guksu yiyeceğiz?" sorusu "Ne zaman evlenmeyi planlıyorsun?" diye sormanın daha kibar yolu olarak kullanılıyor. Uzun, sağlıklı bir hayatı simgelediğinden doğum günlerini kutlamak için de yenmekte. Naengmyeon, karabuğday eriştesinin soğuk et suyuna koyulmasıyla hazırlanan bir yemek. Bölgeye göre acı baharat sosu kullanılarak servis edilen hamheung naengmyeon ve soğuk et suyu koyularak  servis edilen pyeonyang naengmyeon olarak ikiye ayrılıyor.

     GUKSU

               NAENGMYEON


Kore tapınak yemekleri: Budist tapınaklarında yapılıp yenilen yemeklerden oluşur. Budist rahipler et yemediği için soya fasulyesi ya da sebzelerle protein eksikliğini giderecek çeşitli yemek pişirme yöntemleri geliştirilmiş. Günümüzde vejetaryen ya da diyet yapan insanlar tarafından oldukça ilgi görmekte.


Ben de şimdi sizinle Kore'de deneyimlediğim tapınak konaklamamızdan bir kaç fotoğraf paylaşacağım. Çok farklı bir deneyim olmuştu bizim için. Kıyafetler, tapınağın günlük rutini vs. 


TAPINAKTA BİR GÜN

Fotoğrafta gördüğünüz gibi tapınağın budisti ve köpeği bizi karşıladı. Burası tapınağın girişi. Önce tapınak giysilerini giydik ve ardından Budist bize tapınak hakkında bilgiler verdi ve sorularımızı yanıtladı. Biz sadece bir gece kaldık ama daha uzun sürelerde de kalınabiliyor. Hatta ceza için lise öğrencilerini tapınağa gönderiyorlar. Biz oradayken 2 lise öğrencisi vardı. 10 günlük gönderilmişlerdi. Ayrıca tapınakta elektronik cihazlar kullanılmıyor ve internet de yok tabi ki. Dünyevi her şeyden uzaklaşıp maneviyata yönelmek ve huzuru bulmak.


Burası tapınağın yemekhanesi. Normalde sabah 5'te uyanılıyor ve 6'da kahvaltı başlıyor. Ama Koreli konuklar dışında yabancı konuklar da olduğu için saatleri biraz esnetmişler ve yemekleri de yabancıların yiyebileceği tarza hazırlamışlar. Kahvaltıda sebze pirinç, sebze yemekleri, salata ve bolca meyve vardı. 


Tapınağın günlük rutinlerinden biri de ok atmak. Ok atmanın amacı hedefe odaklanmak ve bu doğrultuda yılmadan çalışmak. Tabi bu süreçte elleriniz biraz yaralanıyor. Ama acı yok Rocky 😂


                                    

video da tapınakta her akşam rutin olarak gerçekleştirilen ve neredeyse 2 saat süren meditasyondan sadece 15 saniyelik bir kesit. 😆


KORE MUTFAĞI KÜLTÜR MERKEZİ


Yukarıdaki fotoğraf merkezin girişinde sizi karşılayan bir duvarın resmi. Yazıda "Ne yerseniz o'sunuz" diyor Korece ve İngilizce. Daha önce de bahsettiğim gibi Koreliler yediklerine çok dikkat ediyor. Bizim aksimize aşırı yağlı ve tuzlu yiyecekler tüketmekten kaçınıyorlar. Genellikle sebze ağırlıklı ve güveç yemekleriyle besleniyorlar. Sizle bu merkezden birkaç fotoğraf paylaşacağım.




Yine müzenin girişinden bir fotoğraf ve video. Kore'nin geleneksel bir yemek masasından bir görüntü. Videoda şimdiye kadar bahsettiğimiz yiyecekleri fotoğraftakinden daha yakından görebilirsiniz. 

Bu da müzenin içinden bir görüntü.



Bu videoda Korelilerin kullandığı tohumları görebilirsiniz.



Koreliler bazı yiyeceklerini fermente ederek yapıyorlar. Videoda da fermente ederken kullandıkları büyük toprak çömlekleri göreceksiniz.
2 ziyaretimde toplam 5 ay civarı Kore'de bulundum. Bu süreçte farkettim ki ülkelerinin reklamını çok güzel yapıyorlar. Kültürlerine ve tarihlerine çok iyi sahip çıkıyorlar. Bizim de onlar gibi köklü bir tarihimiz ve geçmişimiz var fakat aynı ilgi ve özeni göstermiyoruz. Bizim de saraylarımız, geniş bir mutfağımız var. Çok güzel bir Topkapı Sarayı'na sahibiz. Ama sarayda hiçbir gösteri düzenlenmiyor. Ama bir de onların sarayındaki gösterilere bakın. Sadece saraylarda değil hava alanlarında, ziyaretçilerin çok olduğu yerlerde, metrolarda her yerde ülkelerinin tanıtımını yapıyorlar. Bu tanıtımların ülkeye ne kadar turist çekeceğini düşünebiliyor musunuz? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üç Krallık'ın Şilla Altında Birleşmesi

        5. yy’da güçlü olan üç devlet Goguryo, Baekje ve Şilla’nın her biri kralın merkezde olduğu yönetim sistemini benimseyip bölgesel...